Aslında şu soruyu soruyorum kendime; iPad Pro alıp yaklaşık ₺700-₺800 Smart Keyboard’a da para vereceksem neden Macbook 12″ kullanıyorum. Ama eğer iPad Pro’nuz da varsa neden Smart Keyboard da kullanmalıyım diye de sordum kendime. Tabiki beni kullanmaktan vazgeçiren fiyatı oldu.
Bu akşam Google, HTC ile birlikte hazırladığı Nexus 9 tabletini ve Motorola ile hazırladığı Nexus 6 phablet sınıfına giren telefonunu tanıttı.
Öncelikle ilk dikkatimi çeken her iki cihazda da maalesef yine MicroSD kart yuvası bulunmuyor. Benim canımı sıkan hala SD kartların sadece Hafıza genişletmek için kullanıldığını düşünüyorlar.
Halbuki benim için öncelikle SD kart kişi mahremiyeti için ilk tedbirdir. Benim ne kadar kişisel dosyalarım, fotoğraflarım vs. ne varsa ben öncelikle SD KARTA KAYDEDERİM. Çünkü kimse aldığı bir elektronik cihazı bozuluncaya kadar kullanmıyor ve yenisi çıkınca eskisini satıyor. Bu cihazlar kötü niyetli Kişilerin eline geçtiğinde maalesef sizin sildiğiniz şahsi dosyaları bir şekilde tekrar elde edebiliyorlar.
Bir başka artısı ise MicroSD kartın dosya transferi için bana göre USB belleklerden daha işlevsel olması. Yanınızda taşıyacağınız bir küçük aparat ile cep telefonunuzdan çıkartıp bir usb belleğe ve hatta standart SD karta dönüştürebilirsiniz.
Ve son olarak herkesin bileceği üzere hafıza alanını genişletmek.
Tamam ilk iki avantajı es geçelim ancak 32 GB nedir arkadaş. Bugün 32 GB SD kartların fiyatı yerlerde sürünüyor ve bugünün uygulama ve oyunlarına bakacak olursak çok yetersiz kalmış. Ama ilkokula giden bir çocuğunuz varsa ve onun oynaması için alacaksanız 32 GB gayet yeterli. Benim 64 GB olan iPhone 6 Plus’ı yeni almama rağmen şu anda 30 GB’ı dolu. Hatta 128 GB neden almadım diye bir pişmanlık var gibi.
NEXUS 9
Nexus modellerinde gözüme çarpan diğer güzel yönü ise malzeme kaliteleri. Nexus tablet, HTC’nin M8’de kabiliyetini gösterdiği gibi metal kasaya ve alüminyum çerçeveye sahip. Her ne kadar fiyat ve ağırlığı artsa da cihazın bir o kadar dayanıklılık ve verdiği kalite hissiyatını da arttırıyor.
Artık Google da anladı sanırım ki bu tabletinde 4:3 ekran oranı kullanmış. Senelerdir Apple’ın iPad’lerde kullandığı bu oran hem yatay hem dikey tutuşta en güzel görüşü sağladığı bir gerçekti. 2048 x 1536 piksel çözünürlüğündeki 8.9 inç QVGA ekran normal bir insan gözü için gayet iyi gözüküyor.
Benim gözümde en dikkat çekici özelliklerinden biri de ön tarafında yer alan iki adet #BoomSound hoparlör. M8’de de hayran kaldığım ses kalitesi gerçekten mükemmel. Neredeyse müzik dinlemeyi sevenlerin harici speaker bağımlılığını ortadan kaldırıyor.
Nexus 9 gücünü Nvidia’nın 2.3 GHz saat hızında çalışan 64-bit Tegra K1 sistem çipinden alıyor. Ayrıca Kepler DX1 GPU ile de bu işlemcisini destekliyor.
Ayrıca 2 GB RAM içeren Nexus 9, 9 saatlik Kullanım süresi sunuyor 🙂 sanki ismini Kullanım süresinden almış gibi.
Dikkatimi çeken garip bir şeydir ki Nexus 9’un kamera merceğinin çok ilginç bir çıkıntıya sahip olması. Sanki olduğu yerde oval şekilde hareket edebilecekmiş gibi 🙂 ama olsaydı böyle bir şey eminim söylerlerdi. Ayrıca imalatta inşallah bu değişik tasarım cihazlarda değişik sorunlara neden olmaz. Son sende böyle bende niye böyle diye bir şeyler duyabiliriz.
Ayrıca Nexus 9 için farklı açılarda kullanıma imkan sağlayan ve artık moda haline gelmiş stand klavye de tanıtıldı. İlk bakışta göze hoş gelse de kullanmadan bir şey söylemek çok güç. Arka kısım mıknatıslı bir sistem ile kılıfa tutunup yine aynı şekilde klavyeye tutunduğunu tahmin ediyorum. Ama her sert temasta sanki esnek yapısından dolayı sallanacak gibi geldi gözüme.
NEXUS 6 ve TURBO CHARGE
Yine SD kart desteği olmaması beni delirten Nexus 6’da Motorola kasa kalitesini konuşturmuş.
Cihazın ebatlarına baktığınızda neredeyse iPhone 6 Plus ile aynı ancak iPhone 6 Plus’da 5.5“ ekran bulunmasına karşın Nexus 6 üzerinde 5.9” ekran taşıyor. Bana göre Phablet lakabını hakeden nadir cihazlardan biri. Nexus 6 ile iPhone 6 ebat karşılaştırmasını görebilirsiniz. Bu resim lansman öncesi ineternete sızdığını da ekleyeyim.
1440 x 2560 piksel çözünürlükteki Nexus 6, Qualcomm’un Snapdragon 805 çipinden gücünü alıyor. Ayrıca cihazda 3 GB RAM, Adreno 420 GPU, 32GB dahili depolama alanı, OIS’li 13-megapiksel değerinde arka kamera, 2.1-megapiksel ön kamera ve 3200mAh batarya gibi özellikler yer alıyor.
Yani donanım olarak gayet donanımlı olan bu cihaz Android L Lollipop ile geleceğini düşünürsek fırtına gibi eseceğini tahmin etmek zor değil.
Hep donanım güncellemesi görmeye alıştığımız için işin bu kısmını görünce artık “oh oh iyi olmuş hele Snap 805 çok yakışmış uçarız” deyip geçiyoruz artık.
Ama benim dikkatimi çeken şarj konusunda lanse edilen; TURBO CHARGE(hızlı şarj) olayı. Söylenilenlere göre cihaz 15 dk şarj ile 6 saat kullanım süresi sunacak.
Aynı şekilde Samsung Galaxy Note 4’de de buna benzer özellik ile 30 dk şarj ile batarya yüzdesi %50’yi bulduğu söyleniyordu. İkisini karşılaştıracak olursak ikisi birbirine yakın değerler sunuyor. Ancak Turbo Charge için maalesef Motorola sitesinde satışa çıkacak olan 34.9$ değerinde cihazını almanız gerekecek. Ve bu aparat Qualcomm’un Quick Charge 2.0 technolojisini barındıran tüm cihazlar için kullanılabilecek.
Yani hem 3200’lük bir batarya hemde TURBO CHARGE olayı gerçekten benim gözümü boyadı. Ama bu cihaz için iOS platformunu terk eder miyim? Hiç sanmıyorum. Android için bunu asla yapmam. Ha Android tablet alabilirim ama SD karttan dolayı bunun Nexus 9 olması çok zor. Ama bir elimin herzaman Mac veya iOS üzerinde olacağı kesin.
Ayrıca Nexus 6 Amerka’da 29 Ekim’de Nexus 9 ise 12 Ekim’den itibaren ön siparişe açılacak. İki cihazın da sevkiyatı Kasım ayında yapılacak.
Şimdilik diyeceklerim bu kadar ama bir sonraki yazımda Google’ın bu gece tanıttığı diğer bir cihaz olan ve gerçekten merak ettiğim Android TV’si Nexus Player. Bu cihazları cihaz yapan içerdikleri ve Google tarafından desteklenen hizmetler. Her ne kadar Google özellikle müzik, film ve dizi gibi servislerini Türkiye’ye layık görmemiş olsa da en azından dikkate almaya değer 🙂 Şimdilik aşağıdaki görseller yeterli sanırım.
ÖNEMLİ GÜNCELLEME:Bu markanın araç tutucusundan çok memnun olduğum için birde HobKnob Kit adı altında satılan el tutacağından aldım. Bu ürünün mıknatısı biraz daha büyük ve dolayısı ile biraz daha kuvvetli. Bunun mıknatısını ben Galaxy Note 8.0 cihazımın arakasına, tam ortaya yapıştırdım. Sorunsuz kullanıyordum ve dokunmatikte hiçbir sıkıntı yoktu. Ancak S-Pen’i çıkartıp çizim yapmaya başlayıncaya kadar. Evet bu mıknatıs S-Pen’in işlevini engelliyor. Tablette ekranın bir köşesinden diğer köşesine bir çizgi çekerken mıknatısın bulunduğu orta kısımda kalem etkisini kaybediyor. Note serisi cihaz kullananlara duyurulur.
Nite Ize’nin “Steelie Car Mout” ürünü yani araç tutucu ürünü gerçekten dikkate değer bir aksesuar. Mevcut araç tutucuları genelde günlük kullanımlarda çok randımanlı değil. Eğer saatlerce uzun yol yapmıyorsanız, gün içerisinde aracınızdan sürekli in/bin yapıyorsanız, cihazınızı sürekli bu tutucudan çıkarıp takmanız gerekiyor. Bu durum eğer tutucu rahat kontrol sağlamıyorsa tek el ile takıp çıkarmak güç oluyor.
Aslında bu yeni bir teknoloji sayılmaz. Sanayide uzun süredir kullanılan bir teknoloji olmasına rağmen bu teknolojinin gelişmesi ile ofis ve ev boyutlarına getirilerek maliyetinin düşürülmesi büyük bir heyecan yarattı. Düşünsenize 3D Yazıcı ile kendi dizaynınız olan bir aksesuar veya gereci kendi evinizde kendiniz üretebileceksiniz. Yaratıcı fikriniz ile ürettiğiniz bir gereçin malzemesi ilk aşamada istediğiniz dayanıklılıkta olmasada üretici ve girişimci ruhunuz ile bunu üretime geçirmeniz daha kolaylaşacak ve hızlanacaktır. Okumaya devam et “3D Yazıcılar (Hızlı Prototipleme) ve Beraberinde Getirdiği Tehlike”
Birçok elektronik cihaz artık hepimizin ya cebinde yada çantasında sürekli biz nereye gidersek bizimle geliyor. O kadar bağımlı hale geldikki bu cihazlara gündelik yaşantımızı ve hatta alışkanlıklarımızı etkiler oldular. Sanki bir evcil hayvan besliyormuş gibi de üzerlerine titrer olduk. Onlara ciciler biciler alarak onları giyindirip kuşatıp diğer ikizlerinden farklı olması için uğraşır olduk. Belkide kişi, kullandığı telefon, tablet veya bilgisayarına ödediği ücret kadar aksesuarlarına ücret harcamış bile olabilir. Okumaya devam et “Teknolojik Fikirler Ve Ürünleri (Bol Görselli)”
Yaklaşık 3 ay önce Apple’ın akıllı saat(i watch) çıkaracağı dedikoduları sırasında bu saate kısaca bu yazımda değinmiştim. Casio’nun akıllı sayılabilecek olan bu saati Bluetooth 4.0 bağlantı birimini kullanıyor. Elimde Bluetooth 3.0 olan cihaz olmadığından deneyemedim ama açıklamalardan anladığım kadarıyla sadece Bluetooth 4.0 destekleyen akıllı telefonlarda çalışıyor. Bu durumda iOS telefonlarından sadece iPhone 5 ve 4S bu saati destekliyor. Bluetooth 4.0’ın eski sürümlerine göre enerji tüketiminin oldukça düşük olması bu saate 2 yıl pil ömrü biçiyor. Bu pil süresini şu anda piyasada bulunan birçok akıllı saatte görmenin imkansız olduğunu ve iPhone ile uyumsuz olduğunu düşünürsek bu yönden oldukça dikkat çekiyor.
Ürünün G-Shock saatlerinden de alışık olduğumuz gibi siyah haricinde mavi, beyaz, kahverengi gibi spor renkleri de mevcut. Ben ürünü canlı olarak göremediğimden herhangi sürpriz ile karşılaşmamak için standart olsun deyip parlak siyah renk olan 1DR modelini tercih ettim.
Casio G-Shock GB-6900’ın diğer modellerinden ebat olarak farklı yönü yok gibi. Biraz iricene bir kasası var. Bu durum da zaten Casio’nun G-SHOCK modellerinin şok emici özelliğinden ileri geliyor. Eğer iri tip saatlerden hoşlanmayan arkadaşlarımız varsa biraz daha ince hatlara sahip olan GB-5600 modellerini tercih edebilirler. Ancak bu modeller her ne kadar bayan saatine pek benzemesede bayanlar düşünülmüş olabilir. Sonuçta mevzu bahis dijital saat ve Casio ise o pahalı dizayn işçilik harikası görüntüyü aramamak ve işlevine bakmak lazım.
Saatin telefonunuzla olan bağlantısını yönetebilmek için kullandığınız telefonunuzun işletim sistemine ait olan uygulama dükkanından kendi G-SHOCK uygulamasını indirmeniz gerekiyor.
Saati telefon ile eşleme aşamasında, ana saat ekranındayken parmağınızı sağ üst düğmeye basılı tutuyorsunuz ve böylece Bluetooth aktif hale gelerek cihazlar tarafından bulunabilir hale geliyor. Ancak saati, cihazınızın uygulama mağazasından indireceğiniz G-SHOCK uygulaması ile aratıp eşlemeniz gerekiyor. İlk eşlemede saatin ekranında beliren şifreyi bir kereye mahsus telefondan girmeniz gerekiyor.
Eşleme son derece basit ancak;
“” Cihazdan aratma işlemi başladıktan sonra cihazı bulması uzun sürmese de bağlanma süreci uzun sürdü. Ayrıca telefonun kapsama alanından çıkıp tekrar yanına geldiğinizde tekrar bağlanması uzun sürüyor veya bağlanmıyor. Bu durumda cihazı kapatıp açtıktan sonra G-SHOCK uygulamasından aratarak tekrar bağlantı kurulması gerekebiliyor. “”
Uygulama kurulum ve bağlantı için aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz.
Kısaca bu saatin akıllı özelliklerine değinecek olursak;
– Gelen çağrı bildirimi
– Mail bildirimi
– Facebook ve Twitter bildirimi
– Telefon bulucu
– Bağlantı(2 cihaz arası) kayıp bildirimi
– Telefon ile senkronize yerel saat değişimi.
Telefonu iş yerinde kullanıyor vede sürekli gelen çağrı ve bildirim seslerinden dolayı benim gibi çevrenize rahatsızlık vermekten çekiniyorsanız bildirim özelliği gerçekten çok işinize yarayacak. Gelen çağrı, mail, Facebook ve Twitter bildirimleri hem titreşim hemde sesli olarak anında saatinize yansıyor. Bu konuda herhangi bir gecikme görmedim. Ancak SMS bildirimini maalesef iOS işletim sistemli cihazlarda göstermiyor. Bu durum Android işletim sistemi içinde geçerli mi bilmiyorum.
Yine gelen çağrı bildirimleri iOS platformu için saatinizin ekranında “incoming call” olarak gözüküyor. Ancak Android platformunu kullanan cihazlar ile eşleştrildiğinde arayan kişi bilgiside görünüyor. Görüldüğü üzere iOS’un biraz kapalı kutu bir işletim sistemi olması bu konuda da bizi üzdü.
<
Facebook Ve Twitter Bildirimleri maalesef iOS 5.1.1 ve öncesini desteklemiyor. Ama zaten hala bu versiyonda kalmak için hala direnen 4S kullanıcısı parmakla sayılır düzeydedir.
iOS cihazların desteklediği özellikler aşağıdaki tabloda verilmiştir;
Telefon bulucu özelliği çok iyi olmuş. Telefonunuz ev içinde veya arazide kaybolduysa saatinizin sağ alt kısmındaki düğmesine basılı tutarak telefonunuzda kendi atadığınız melodi veya mp3’ü çalmasını sağlayabilirsiniz. Telefonunuz titreşim modunda bile olsa, alarm mantığı ile sesli uyarı vermesi çok iyi olmuş. Çünkü telefonunuz titreşim modunda iken çaldırarak titreşim sesi ile yerini tesbit etmeniz biraz zor oluyor.
Telefonunuzu koyduğunuz yerden uzaklaştığınızda Bluetooth sinyal seviyesi düşmesine bağlı olarak saat size sesli ve titreşimli uyarı veriyor. Bu özellik saati ilk aldığım gün işime yaradı desem yeridir. Çalıştığım fabrikada masamdan kalkıp yemeğe giderken saatimin titrediğini hissettim. Bildirimdir diye düşünürken ekranda bir adam ve telefon simgesi gördüm ve o an kafamda şimşekler çaktı 🙂 ve geri çıkarak telefonumu yanıma aldım. Tabi budurum evin bir ucundan diğer ucuna giderkende geçerli. Bu nedenle yeri geldiğinde son derece elzem olabilir.
Bu saati aldığımda saat ayarı yapmadan ilk işim telefon ile eşlemek oldu. Telefonumdaki yerel saate göre GB-6900 kendi saatini otomatik olarak ayarladı. Bu demek oluyorki; çok seyahat eden bir kişiyseniz, nereye giderseniz gidin saatiniz telefonunuzdaki yerel saate göre kendini güncelleyecektir.
Saatinizi kolunuzdan çıkartıp bir kenara koyduğunuzda uzun süre hareketsiz kaldığından dolayı pil tasarruf moduna geçerek ve bluetooh bağlantısını otomatik olarak kesecektir. Tekrar saati hareket ettirmeniz halinde saatte yer alan ivme sensörü bunu algılayıp tekrar Bluetooth aktif hale geçecektir. Tabi ben saati kolumdan hiç çıkarmadığımı düşünürsek bu durum beni pek ilgilendirmiyor. Bazen bağlantıyı otomatik kestiğinde tekrar bağlanması uzun sürüyor. İsterseniz güç tasarrufu saat ayarlarınızdan kapatabilirsiniz
Casio G-Shock GB-6900’ın bazı özelliklerinin iOS platformunda tam anlamıyla çalışmayışı hayal kırıklığı olsada bu eklenmeyeceği anlamına gelmiyor. Zaten Facebook vede Twitter bildirim özelliği sonradan eklenmiş bir özellik. Gerçi Apple’ın akıllı saat üzerinde çalıştığı konusundaki ciddi söylentileri düşünürsek Apple bu tarz girişimlere pek sıcak bakmayacaktır.
Bu ürün uzun süredir satışta ancak Türkiye’deki stokları yok denecek kadar azdı. Belkide Casio, Apple’ın bu akıllı saat atılımından gaz almış olup bu ürünün satışlarını hızlandırmış olabilir.
Casio’nun sitesinde birkaç yerde rastladığım ”’lütfen iOS cihazınızdaki uygulamanın güncelliğini sürekli kontrol edin”’ ibaresi bana ileriki zamanlarda güncellemeler ile daha fazla işlev kazanabileceği konusunda ümit verdi.
Şimdilik akıllı telefonu olup saat ihtiyacı olanlara şiddetle tavsiye ettiğimi söyleyebilirim. Eğer saat ihtiyacınız yoksa şimdilik bekleyin derim. Bence ”Akıllı Saat” ünvanına tam anlamı ile ulaşabilmesi için biraz daha güncellenmesi gerekiyor. Heleki Android cihaz kullanıyorsanız daha başka akıllı saat alternatifleriniz var.
Ancak iri ekranlı, renkli, güzel bir arayüzü olan I’m Watch tarzı bir akıllı saatin bırakın 2 sene pil süresini 1 ayı bile bulamayacağını da göz önünde bulundurmak lazım.
Ürün piyasada 220-320 TL arasında değişiyor. Tabi bu yazdıklarım garantili fiyatları. Bu fiyat varyasyonu ise ithalatçı firma ve garantilerinden ileri gelen ben durum. Fiyat Casio’nun diğer G-SHOCK model fiyatlarına baktığımızda gayet uygun. Ayrıca tam Türkçe kullanım kılavuzuna da BURADAN ulaşabilirsiniz.!!!
Ortalıkta uzun zamandır dolaşan dedikodulara bakılırsa Samsung’un yakın zamanda çıkardığı Galaxy Beam gibi birde üzerinde dahili Projektör bulunduran Tablet bekleniyordu. Aslında bu dedikodudan ziyade üzerinde iyi çalışılmış bir konsept tasarım. Yani hiçbir resmiyeti olmayan sadece teknoloji meraklısı arkadaşların ortaya koyduğu bir tasarımdı. Açıkcası Pico projektörlü Galaxy Beam telefonu piyasaya sürülünce aynı şekilde tablette beklemek saçma olmazdı. Bu konsept tasarım ile ilgili görsellere aşağıda ulaşabilirsiniz.
Bu beklentilere karşın Samsung Galaxy model telefon ve tabletler için harici bir Pico Projektör olan EAD-R10 Galaxy Projektörü Güney Kore’de 220$ fiyat ile piyasaya sürdü.
Ürün şarja takılı vaziyette 20 ANSI Lümen parlaklık sunuyorken pil kullanımında 15 Lümene düşüyor. Ve ayrıca 640×380 çözünürlükte görüntü sunuyor. Ve görüntüleri kendisi 720p’ye de dönüştürebiliyormuş. Üzerinde bulunan 1650 mAh batarya 2 saatlik video süresi sunuyor. 20 Lümen için sürekli şarjda kullanılacağını düşünürsek bunu fazla kafaya takmamak gerek. Diğer dikkatimi çeken nokta üzerindeki bataryanın çıkarılabilir olması. Tam emin değilim eğer gercekten bu şekilde ise yedek batarya ile kullanım süresini uzatmak gayet mümkün. Cihazın 1.2 cm kalınlıkta olması ve ebatları taşınabilirliğinin son derece yüksek olduğunu gösteriyor.
Ancak görüntü aktarımının kablo ile olması WiFi Direct gibi bir nimet sunmaması benim gözümde cihazı bitirdi diyebilirim. Sonuçta piyasada uzun zamandır bulunan alternatif olabilecek birçok marka Pico Projektör bulmak mümkün. Ben açıkcası tabletimden açtığım videoları WiFi direct ile direk Smart TV’ime aktarıyorum. Bundada aynı WiFi görüntü aktarımı olmasını beklerdim.
Bu ürünü yakından inceleyince aslında taşınabilir projektörlerin teknoloji olarak istenilen düzeye gelemediğini anladım. Neyse fiyatına bakılırsa yurtdışından belki alınabilir. Ama gittigidiyor üzerinden de bir ilan gördüm. Bu ürünü arkadaş yaklaşık 1100 TL’ye Kore’den evinize kargoluyor. Buna bu fiyatı vermektense Galaxy Beam Projektörlü Telefon almanız daha mantıklı. Samsung camiasına bu yeni ürünü hayırlı olsun 😉 ÜRÜN GÖRSELLERİ ;
Öncelikle piyasada birçok farklı markada Fish Eye(Balık Gözü), Wide Angle(Geniş Açı) ve Makro(Yakın Çekim) mercekleri mevcut ama genelde bunlar Çin menşei markalar. Dikkatle bakılırsa hepsinin kullanımı aynı.
Bu aparatları kullanabilmek için cihazınızın arka merceğinin etrafı düz bir yüzeye sahip olması yeterli. Telefonun kamera merceğinin üzerine bir metal halka yapıştırılıyor. Tabi bu 3 farklı merceklerinde hemen arkasında buraya cuk diye yapışması için mıknatıs var. Daha sonra bu 3 farklı mercekten hangisi kullanılacaksanız onu oraya tutturup çekiminizi yapıyorsunuz. Tabi bu 3 farklı mercek ayrı ayrı olduğu için taşınabilirlik yönünden biraz eksi not alıyor.
Şimdi size bahsedeceğim OlloClip marka lenste bu 3 farklı lens tipi tek bir düzenek üzerinde yer alıyor. Bu aparatta iki yönlü iki tane lens gözüküyor. Ancak bu yönlerden biri sadece sabit Fish Eye lensi, diğer tarafta hem Makro hemde Wide Angle lensi görevi görüyor. Bu iki lens arasında değişim için lensi 180 derece sağa sola çevirmeniz yeterli oluyor.
Bu aparat iPhone’nunuzun köşesine direk geçiririlerek kameranın olduğu bölüme oturuyor. Köşe şeklinde olmasından dolayı sağa ve sola kayması zor gibi gözüküyor. Bu yapısından dolayı yukarıda bahsettiğim gibi metal halka yapıştırma ile uğraşmıyorsunuz ve “Hepsi Bir Arada” yapısıyla gereksiz bir kalabalık yapmıyor.
Kısaca bu lenslerin ne işe yaradığından bahsedelim;
Makro Lens: Aslında bir büyüteçtir. Profesyonel makinelerden bildiğim kadarı ile üretimi en maliyetli lenstir. Ama tabi bu aksesuarda ne derecede bu tecrübeyi yaşarız onu ancak fotoğrafçılık ile uğraşan arkadaşlarımızın yorumları ile anlarız. Bu dal artık bir hobi olarak görülüyor. Ufak nesler olabilir, böcek, çiçek gibi objeleri yakından çekmek istenildiğinde, telefonunuzun makro çekim kabiliyetini arttırarak daha iyi sonuçlar almanızı sağlıyor.
Fish Eye Lens: Bu lenslerde 100 dereceden 180 dereceye kadar görüntü yakalamak mümkün. Ancak bu modda bir görüntü bozulması diyebileceğimiz durum söz konusu oluyor. Bu yüzden genelde görüntü efekti vermek amaçlı fotoğraflar çekmek için kullanılması daha mantıklı gözüküyor.
Wide Angle Lens: Bu lensin adından da anlaşılacağı gibi Geniş Açı Lensi ile kameranız ile aynı mesafeden ve görüntü kalitesini bozmadan daha geniş bir görüntüyü fotoğraflıyabiliyorsunuz. Mesela daha önce vasat bir video inceleme yaparken 😀 bu aparata gerçekten ihtiyaç duydum. Çünkü inceleme yaptığım ürün hemen önümde ve ben bu ürünü iPhone’nin ekranına sığdırabilnem için maalesef telefonumu sürekli geriye çekmem gerekiyordu. Bu durumu, kameranızı açıp fotoğraf modundan video moduna geçtiğinizde açının nekadar daraldığını çok net anlayabilirsiniz. Aslında iPhone’da gerçekten bir çekim açısı darlığı sorunu söz konusu ve bence lensler arasında en gerekli lens diyebilirim(nacizane fikrim)
Öncelikle OlloClip bu kadar artısı yanında tabi buna paralel olarak diğer Çin malı lenslere göre fiyatıda biraz yüksek. Fiyatı 70 $ civarında.
Forumlarda biraz araştırdığımda çoğu kişi görüntü yakalamada kaliteyi arttırdığını ve görüntüyü bozmadığı ve aksine iyileştirdiğini yazmış. Ama diğer Çin malları için iyi yorumlar okumadım pek. Bu durumda bu fiyat, eğer fotoğraf çekmeyi seviyor ve hobi edindiyseniz verilebilir.
Aslında bu ürünün iPhone 4 ve 4S için olanları piyasada mevcuttu ama çok ilgimi çekmemişti. Ancak baya kullanıcı fanatikleri olduğunu iPhone 5’in çıkması ile farkettim. Birçok forumda “iPhone 5 için OlloClip Lens Ne Zaman Çıkacak” başlığını görünce anladım ki eski iPhone 4 ve 4S kullanıcısı olup iPhone 5’e geçenlerin çıkması için sabırsızlandığı bir ürün 😉 tabi bu ön inceleme sayılabilecek yazıyı yazmamadaki nedenim de bu. Bakalım yakında temin edersemde o zaman tecrübelerimi de paylaşırım.
Ve şiddetle aşağıdaki videoyu izlemenizi tavsiye ediyorum.
[youtube https://www.youtube.com/watch?v=74HP-_2_nD0&w=560&h=315]