Bilgisayar müh. Gamze ve Mehmet Özcan çifti, 13 yıl önce üniversite eğitimi için geldikleri Konya’da kendi yazılım şirketleri GM BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ‘ni kurmasıyla başlayan bu proje gerçekten mükemmel olmuş. Okumaya devam et “#YERLİ; Bulut Depolama, Dosya Transferi, Mesajlaşma, Takvim, Forum, Anket Ve E-Posta Yönetimi Servisi (Filegoes)”
Etiket: twitter
DNS Veya VPN Ayarı Yapmandan Twitter’a Girmenin Alternatif Yolu..!!!
Arkadaşlar Twitter.com Türkiye için engellendikten sonra birçok kişi DNS ayarlarını değiştirerek girmeye başladı ancak artık bu DNS’lerde engellenmeye başladı. Çözümü VPN ile çözmeye başlayanlar ise bedava hizmet veren birçok VPN uygulamasının günlük kotası vede reklamlarından usanmış bulunmakta. Ayrıca VPN bağlantı ile 3 saniyede bir ping atmasından kaynaklı hızlı internet kotası tüketimi vede internet yavaşlaması gibi sorunlarda yaşanmakta. Tabi ayrıca güvenlik olarak da kesinlikle bu yöntemler önerilmiyor. Şimdi size aslında senelerdir olan vede kullanılan bir siteden bahsedeceğim.
Evet arkadaşlar Hootsuite.com denilen bir site var. Bu siteye isterseniz mevcut Facebook, twitter gibi hesaplarınız ile giriş yapabiliyor vaya e-posta adresiniz ile kayıt olabilirsiniz. Bu site üzerinde twitter hesabınıza sorunsuz erişebiliyor twit atabiliyorsunuz. Ayrıca neredeyse sık kullanılan tüm sosyal ağlarınızı tanımlayarak tek bir ekran üzerinde sütunlar şeklinde takip edebiliyorsunuz. Herhangi bir içeri tek tıkla bu tanımladığınız sosyal ağlarınızın hepsine birden aşağıdaki ekran görüntüsünde göreceğiniz gibi aynı anda gönderebiliyorsunuz. Böylce nerede olursanız olun mail adresiniz ve şifreniz ile Hootsuite’e giriş yaptığınızda tek pencerede tüm sosyal ağlarınız karşınıza gelecektir.
Yanlız Hootsuite’nin cep telefonu ve tabletler için olan uygulamasından bunu başaramıyorsunuz. Daha doğrusu uygulaması ile twit göndermeyi başarabildim ancak timeline akışını bir türlü görüntüleyemedim. Ama aynı şekilde tabletinizin internet tarayıcısı ile hootsuite.com’a girip aynı şekilde yasaklı olan twitter’a ulaşabilirsiniz. Bunu da bir kenara not edebilirsiniz.
Twitter’a Android, iOS, Windows Phone, Mac İle Nasıl Gireriz Muhabbeti..!!! (DNS, VPN)
Evet arkadaşlar artık Twitter da zamanında Youtube’da olduğu gibi erişimi engellenmiş durumda. Ha bu herhangi bir engel oluşturmuyor tabi ki hayır. Birkaç ayar veya uygulama ile sorunu kökünden hallediyoruz.
Yahu peki şimdi twitter’da neler oluyor ne konuşuluyor herkes orada ama ben neden giremiyorum derseniz bunun çözümü DNS ayarları ve VPN’den geçiyor. DNS nedir ? VPN nedir? vs kısmını es geçeceğim ve direk şimdilik twitter’a girmeniz için yapmanız veya yüklemeniz gereken uygulamalardan bahsedeceğim.
Vekil Sunucular yani hidemyass.com ve vtunnel.com gibi siteler üzerinden erişim mümkün oluyor ancak bu sitelerin güvenilirliği çok önemli aksi halde virüsler için açık hedef haline gelebilirsiniz. Bu proxy siteleri de her zaman yanıt vermediğini de belirteyim.
VPN (Virtual Private Network) yani sanal özel ağlar anlamına gelen bu yöntem proxy’e göre biraz daha güvenli. Bu yöntem ile yurt dışında bir bilgisayara bağlanarak erişim hakkı sağlıyorsunuz. Bunu sağlayan bir çok güvenilir firmalar var ve hatta Android, iOS, Windows, Mac OSx için uygulamaları da mevcut. Bunlar ücretli yada ücretsiz aylık belli bir kota üzerinden hizmet veriyor. Mesela 500 MB/Ay şeklinde ve sanki bulut depolama alanı yükseltiyormuş gibi mail adresiniz ile abonelik ve arkadaşlarınızı davet ettikçe ekstra kota kazanıyorsunuz. Ben VPN için buradaki SurfEasy uygulamasını kullanıyorum. Buradan ilk giriş ile 500 mb, mail adrsiniz doğrulayarak 100 mb ve her farklı cihazda giriş yaptığınız anda 250 mb kotayı bedava kazanıyorsunuz. Hepsi bir yana sadece twitter için bile 500 MB kota yeterli gibi geliyor bana zaten.

DNS (Domain Name System) yani Alan Adı Sunucusu ise aslında herkesin bildiği bir yöntem olup senelerce YouTube için kullanılmış yöntem. Standart PC üzerinden izah edecek olursa Ağ Bağlantıları ayarlarına girdikten sonra Yerel Ağ Bağlantısı Durumu penceresine ulaşıp buradan Özellikler butonuna tıkladığınızda protokoller çıkacak ve buradan Internet Protokolü sürüm 4 (TCP/IPv4) seçenğine tıklayın. Aşağıda yer alan silik olarak görünen DNS ayarları kısmını işaretleyerek aktive ettikten sonra aşağıdaki DNS ayarlarını girebilirsiniz. Eğer görseller ile anlatım istiyorsanız BURADAN inceleyebilirsiniz.
Google – DNS Ayarları: 8.8.8.8, 8.8.4.4
Teknolojik Fikirler Ve Ürünleri (Bol Görselli)
Birçok elektronik cihaz artık hepimizin ya cebinde yada çantasında sürekli biz nereye gidersek bizimle geliyor. O kadar bağımlı hale geldikki bu cihazlara gündelik yaşantımızı ve hatta alışkanlıklarımızı etkiler oldular. Sanki bir evcil hayvan besliyormuş gibi de üzerlerine titrer olduk. Onlara ciciler biciler alarak onları giyindirip kuşatıp diğer ikizlerinden farklı olması için uğraşır olduk. Belkide kişi, kullandığı telefon, tablet veya bilgisayarına ödediği ücret kadar aksesuarlarına ücret harcamış bile olabilir. Okumaya devam et “Teknolojik Fikirler Ve Ürünleri (Bol Görselli)”
PopSlate kılıfı İle iPhone’unuzun Arkasına Bir Ekran Daha Ekleyin..!!!
Bu kılıf iPhone’nunuza ikinci bir ekran ilave ederek arka planın görselini sizin belirlemenizi sağlıyor. Aslında gerekli değil ama iyi fikir. Arka panelde gözüken fotoğraf çok iç açıcı durmuyor ama olsun. Sonuçta siyah beyaz 4″ boyutunda mürekkep teknolojili bir ekrandan çok büyük birşey beklememek gerekir. Ekrana çift tıklayınca ise görsel değişiyor.
Popslate uygulaması ile çekilen fotoğraflar direk arka panele yansıtılıyor. Ayrıca beğendiğiniz paylaşılan herhangi bir görseli de bu uygulama ile seçip aktarabiliyorsunuz.
Bu kılıf gerekli enerjiyi güç bağlantı noktasından karşılıyor. Mürekkep siyah beyaz ekran fazla enerji sarfiyatı yapmadığından batarya süresini çok fazla etkilemeyeceği söyleniyor.
Ancak PopSlate şu anda sermaye topluyor ve şu vakitlerde istediği rakama ulaşmış olması lazım. Yakında faaliyete geçerler. Ancak beni sarmadı desem yeri olur ama ilgisini çekenler muhakkak olacaktır.
Ayrıca aşağıdaki videoyu izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum;
[youtube https://www.youtube.com/watch?v=9zBrzjNbraw]
Sıra 4. Nesil AppleTV’de mi yoksa Apple’ın TV’sinde mi ?
Bu sorunun yanıtını aslında NBC’de Tim Cook bizzat kendisi verdi. Brian Willianms ile Rock Center programında T. Cook, “Oturma odamdaki televizyonumu açtığımda sanki 30 yıl geriye gitmişim gibi hissediyorum. Bu ilgilenilmesi gereken bir alan. Bundan fazlasını söyleyemem” sözleri ile Apple marka bir Televizyonun sinyallerini vermiş oldu.
Peki bu cümle ile ne kastetmişti ? Ya Cook’un TV ile arası iyi değil ve hala oturma odasında eski tüplü televizyonlardan var yada aklında öyle bir proje varki tüm Akıllı TV anlayışını kökünden değiştirecek bir proje.
Hâli hazırda Akıllı TV’lerde olabilecek tüm özellikler piyasada mevcut. Hatta hareket algılayıcı ile TV’de oyun oynamaya kadar, TV teknolojisi abartı bir noktaya ulaştı. Bu durumda “Apple başka artı olarak ne sunabilir ki ?” sorusunu soranlar çok. Peki şimdi ben bir soru sorayım “Apple sürekli yeni bir teknoloji sunan bir şirket mi yoksa mevcut bu kompleks teknolojiyi kullanıcısına; basit, kullanışlı ve en stabil şekilde sunan bir şirket mi ?”
Çevremde Apple’ın iPhone 5 ile hayal kırıklığı yarattığını söyleyenlerin %80’i iPhone 5 aldı bile. Şimdi söyledikleri ise iyiki enine genişlememiş. Bu uzun ekranda blog, dergi, gazete okumak çok keyifli. İşte Apple bu ekran boyutu ile kullanıcılarına yeni bir teknoloji değil ama içinde teknolojinin bulunduğu yeni bir pasta sundu.
Peki Apple neden iPad Mini için tüm uygulamaların yeniden güncellenmesini istemedi ? Bu demek oluyor ki Apple kullanıcılarının vede program geliştiricilerinin rahatını fazla bozmak istemiyor.
Bu soruların cevabı basit. Apple her ürününde yeni bir teknoloji sunmayı amaçlamıyor. Teknoloji gibi kompleks bir yapıyı her yaştan, her cinsten insanın kullanabileceği lezzetli bir yemek haline getirip, görsel olarak süsleyip iştah açıcı bir şekilde karşımıza sunuyor.
Ayrıca 9to5mac bloğunda yer alan habere göre Apple TV için 3 Aralık’ta yayınlanan Beta iOS sürümünde artık Apple TV’lere Bluetooth klavye desteği geleceği belirtildi. Yeni beta sürüm acaba yeni nesil bir Apple TV’nin habercisi de olabilir mi ? Bu konu ile birkaç yazı okudum ancak yeni nesil ile alakalı kodlar bulunsaydı eminim şimdiye kadar haberi düşerdi internete.
Ever Note’a Alternatif Olabilecek Not Uygulaması; Catch Note
EverNote’a alternatif sayılabilecek bu uygulama görünürde biraz gerisinde kalıyor gibi gözüküyor. Ama şu bir gerçek, EverNote’un ücretli sunduğu offline yani internet bağlantısı olmadan not gösterimini bu uygulama ücretsiz sunuyor.
Uygulamada Space adı verilen ana başlıklar altında notlarınızı kategorize edebilirsiniz. Son güncelleme ile gelen bu başlıkların renklerini değiştirilebilmesi en az renklerin tonu kadar güzel.
Ayrıca yine notlarınıza ulaşmak için kendiniz için Hashtag’ler(#) oluşturabilirsiniz.
Tek sıkıntı size upload alanı olarak 70 MB’lık bir alan sunması. Bu alanda zaten yazılı notlar ve ufak tefek görsel notlar için yeterli bir alan. İşte bu alanı 1GB’a arttırmak isterseniz o zaman Pro versiyona 5$ karşılığı aylık, 45$ karşılığında ise yıllık üye olabilirsiniz. Bu sayede Office ve PDF dosyalarınızıda upload edebileceksiniz.
Ancak elimde birde Android tabletim bulunduğundan aynı uygulama ile tabletimden birkaç not alarak iPhone’dan görüntülemek istedim. Ancak tabletten aldığım 3 nottan 2’sinde ekli fotoğraf bulunmasına rağmen iPhone’umdan fotoğraflar yokmuş gibi gözüküyor. Ancak yazılarda sıkıntı yok ne yazdıysam aynısını görüntüleyebildim. Artık bunu Android ve iOS anlaşmazlığına mı yoksa o an internette meydana gelen soruna mı yormak gerekir bilemedim.
Ayrıca Android versiyonunda rastladığım kare barkod uygulaması için kısayol özelliğini maalesef iOS uygulamasında göremedim. Sanırım yok. Eğer bende sorun varsa uyarın lütfen.
Android uygulamasının bir ekstra özelliği de istediğiniz notunuzun kısayolunu masaüstüne atabiliyorsunuz.
Yani kısacası mobil internetiniz yoksa vede aldığınız küçük boyutlu notlarınıza offline olarak ulaşmak isterseniz bu uygulama mantıklı. Bunun haricinde benim favorim yine EverNote.
Apple TV Üzerinden iTunes Match Ve iTunes Store
Daha önce Apple TV Nedir? Neler Yapılır? yazımı yazdığımda maalesef iTunes Store Türkiye’ye açılmamıştı. Ama yazmamdaki amaç ozaman iTunes artık TR’ye açılıyor dedikoduları idi. Ve şükürler olsunki fazla beklemedik. O zaman mecburen genelde Apple Tv’nin, Apple ürünü kullanıcıları için ELZEM olan Air Play özelliği üzerine yoğunlaşmıştım. Artık genel arayüz ve iTunes Store ile neler yapabileceğimiz üzerinde duracağım.
Bu anlatımlarda Tv’den aldığım ekran görüntülerini, daha önce incelemesini yaptığım LG Magic uygulaması ile aldım.
iTunes, Türkiye’ye açılmadan önce sırf meraktan ülke olarak Amerika’yı seçip şöyle bir menüye gözattım. Ana ekranda hep karşıma yabancı dizilerin sezonları ve filmler karşıma çıkıyordu.
Artık Aplle Tv’yi ilk açtığımda karşıma çıkanlar Türkçe dublajlı ve altyazılı Yabancı ve Türk Filmleri. Yani iTunes size bulunduğunuz ülkeye göre içerik sunuyor. Eğer ingilizcenize güveniyorsanız Amerika hesabı açarak yabancı dizilerin sezonlarına ulaşabilirsiniz. iTunes Store’da henüz Türkçe dizilere rastlamadım. Zamanla yapımcı firmalar iTunes gibi bir platformun önemini idrak ettikçe eminim içerikler daha da genişleyecektir. Şu anda vizyon filmlere rastlamak biraz zor.
Bizim milletimiz böyle içeriklere pek para vereceğini zannetmiyorum ama belli olmaz. Yok kardeşim ben bunlara para vermem gider sinemada izlerim derseniz bile yine size eğlenceli içerik sunacak standart bir Youtube uygulaması ve fragmanlar, Podcast gibi uygulama ve içerikler mevcut.
Aslında benim favorim Fragmanlar uygulaması. Burda filmlerin fragman, teaser, trailer ve fotoğraf galerine göz atabiliyorsunuz. Tüm içeriklerin HD olmasıda çok önemli. Vizyona henüz girmemiş filmleri buradan takip ederek size film seçiminde rehberlik edecektir.
iTunes ana ekrana baktığımızda filmler için özel kategoriler mevcut. Yılmaz Güney Filmleri, Türk Sineması, Altyazılı Filmler, Kendi Dilinizde Filmler, Walt Disney Filmleri vs.
Şimdi gelelim esas mevzu iTunes Match’in Apple TV arayüzüne. iTunes Match içinde ayrıntılı incelememe buradan ulaşabilirsiniz; iTunes Match Nedir? Adım Adım iTunes Match Aktivasyonu ve Önemli Uyarılar..!!
Apple TV ile Fotoğraf Yayınına ulaşabildiğiniz gibi iTunes Match ile Mp3 arşivinize ve satın aldığınız videokliplerinize ulaşabiliyorsunuz. Videoklip olarak sırf meraktan Jeniffer Lopez klibini satın almıştım ve bende gözüken klipte o zaten.
Müzikler ikonuna yolladığımda karşıma gelen ilk görüntü iTunes Match’i aç butonu. Eğer ücretli olarak iTunes Match aboneliği aldıysanız aşağıdaki gibi bir iTunes Match menüsü karşınıza gelecektir.
İsterseniz buradan direk arama kısmından Mp3 arşivinizden istediğiniz parçaya hızlıca ulaşabilirsiniz. Benim arşivim kısıtlı ancak binlerce arşivi olanlar için büyük önem taşıdığı tartışılmaz gerçek. Ayrıca iTunes programı üzerinden kendi listelerinizi yaptıysanızda listeler bölümünde gözükecektir.
Arzu edeseniz de Geinus’u aktif edip sırtınıza yaslanıp bir yandan karma müziklerinizi dinleyip bir yandanda blog yazabilir, gazete dergilerinize göz gezdirebilirsiniz.
Bu yazım basit ve sade oldu ama zaten Apple Tv’nin de arayüzü ve ayarları gayet basit ve sade. Tam Apple ürünü dedirtecek cinsten. İleriki zamanlarda Apple Tv’ye Bluetooth klavye desteği ve AppStore geleceği konusunda dedikodular dolaşıyor. Bakalım Apple TV ve iTunes Store bize ileriki zamanlarda ne gibi süprizler yapacak.
iTunes Match Nedir? Adım Adım iTunes Match Aktivasyonu ve Önemli Uyarılar..!!
Bu yazımda iTunes Match’in ne olduğu, ne gibi avantajlar sağladığı ve en sonunda adım adım ekran görüntüleri ile iTunes Match aktivasyonunu(yazımın sonunda) anlatacağım. Tabi öncelikle bu hizmetin ne olduğu, ne işe yaradığından bahsetmek gerekir.
Aslında iTunes Match’i Apple’ın iCloud hizmetinin bir dalı olarak görebilirirz. Malum Apple tüm iPhone, iPod, iPad ve MacBook kullanıcılarına 5 GB’lık bir online yedekleme alanı sunuyor. Bu bulut tabanlı yedekleme merkezine Apple, iCloud adını verdi. Bu alana kişilerinizi, mail adreslerinizi, Office dosyalarınızı, Notlarınızı, Fotoğraflarınızı ve Uygulamalarınızın yedekleyebiliyorsunuz. Basit bir şekilde anlatmak gerekirse iTunes Match de bu şekilde yedekleme görevi görüyor ama sadece müzikleriniz için. Böylece iPhone, iPod, iPad, Mac işletim sistemli veya iTunes yüklü bilgisayarınızdan veya cihazlarınızdan nerede olursanız olun müzik arşivinize ulaşabiliyorsunuz.
iTunes Match’in çalışma prensibine gelecek olursak öncelikle bu servis cihazınızda bulunan Mp3’leri tarıyor ve tanımlıyor. Eğer sizde bulunan mp3’ler iTunes Store’da yer alıyorsa onunla eşleştiriyor. “Match” kelimesinin Türkçe anlamı da zaten eşleştirmek. Eşlemesi başarılı olan parçaları iCloud’a aktarmamıza gerek kalmıyor. Daha sonra eşleşmeyen parçaları karşı iCloud’a yükledikten sonra artık müzik arşivinizin bir imajı mevcut oluyor. İstediğiniz yerden bu arşivinize ulaşıp, indirip dinleyebilirsiniz artık.
Aslında bu hizmete ben pek sıcak bakmıyordum ama ayrıntısını araştırınca içim bayağı bir ısındı diyebilirim. Bence iTunes Match’in en büyük kıyağı, eğer arşivinizde lisanssız mp3’ler varsa ve bunlar iTunes’da yer alan müzikler ile eşleşen parçalarsa bir anlamda LİSANSLI hale getirmiş oluyorsunuz.
Ayrıca mobil olarak taşıdığımız cihazlarımızdan sadece dinleyeceğiniz parçaları indirerek, kısıtlı olan telefon hafızamıza faydada bulunmuş olacağız. Bunu da bırakın, eğer internet kota derdiniz yoksa veya bulunduğunuz yerde WiFi bağlantı varsa hiç indirmeden direk online olarakta dinleyebileceksiniz.
Ancak iTunes Match ile iCloud’unuza, iTunes’dan satın aldığınız MP3’ler hariç en fazla 25000 adet parça yükleyebilirsiniz. iTunes Store’den satın alarak istediğiniz kadar müzik arşivi yapabilirsiniz. Apple satın alınan Mp3’lerin sayısı hakkında herhangi bir kısıtlama vermiyor.Açık konuşayım, benim bukadar arşivim hiç olmadı. Olmasıda mantıklı değil. Hangi birini dinleyeceksiniz ki :))
Aslında bu hizmeti düşününce 39.9 TL vermek mantıklı gibi. Heleki lisansız mp3’lerimizi lisanslı hale getirebildiğimizi ve 256 kbps kalitede müzik dinlediğimizi düşünürsek bu fiyat, hayatımıza beyaz(legal) bir müzik arşivi açmak gayet makul gibi. Tek sıkıntısı yıllık abonelik olması.
İlginç olan diğer nokta, ABD’de bu servis ücretinin 25$ olması. Yani Türkiye’deki fiyatı, ABD’den 2-3 TL daha ucuz olması. Apple bizi seviyor sanırım veya hala TR’de tam bir vergilendirme söz konusu değil. İnşallah daha önce dedikodusu çıkan, herkesten AppStore ve Google Play’den ücretli indirdikleri uygulamaların vergisi alınacak geyiği bu konuda da karşımıza çıkmaz.
iTunes Match aboneliğinizi PC’ye kurduğunuz iTunes uygulaması veya iPhone ve iPad’inizde Ayarlar>;iTunes/AppStore sekmesinden başlatabilirsiniz. Ancak iTunes hesabınıza tanımlı kredi kartı olması gerek. Yoksa artık ülkemizde de satılmaya başlayan bir iTunes Gift Card alacaksınız yada kredi kartınız varsa bilgileri hesabınıza tanımlayacaksınız.
Sonuçta iTunes Match üyeliğinizi aktive ettiniz ve bu işlemleri bilgisayarınıza yüklü iTunes uygulaması ile yaptığınızı düşünürsek; iTunes bilgisayarınızda yer alan tüm parçaları tek tek analiz edecek ve iTunes ile eşleyecek (Match’leyecek)
Dikkat edilmesi gereken bir nokta varki bu işlemi yaparken internet bağlantısı kuvvetli bir yerde yapmanız gerekli. Çünkü arşivinizde yer alan parçalar iTunes ile eşleşmezse yani iTunes arşivinde yoksa bu sefer parçalarınızı upload etmeye çalışacak. Türkiye’de Upload hızının download hızının 1/5′ i olduğunu düşünürsek bu saatlerinizi alabilir. Diğer alternatif ise eşleyeceğiniz müzik arşivinizi biraz daha azaltmanız.
İŞTE EKRAN GÖRÜNTÜLERİ İLE ITUNES MATCH KURULUMU VE AKTİVASYONU
– İlk başta iTunes versiyonumuzu iTunes 11’e yükseltmemiz gerekiyor. Ve hemen ardından yukarıda yer alan “Mağaza” sekmesinden “iTunes Match’i Aç” seçeneğini seçmemiz gerekiyor.
– Tabi “Aç” dememiz ile birlik karşınıza ücret talebi geliyor ve bu talep butonu mavi rengi ile gerçekten insanın gözünü alıyor. Kaçınılmaz son olarak tıklayıp abone oluyoruz(tabiki butonun rengine aldanmadım).
– Hemen karşınıza 3 aşama çıkıyor sırayla hepsini bilgisayar otomatik olarak kendi yapıyor. Ve her kademe atladığında o kademenin yazısı koyulaşıyor gördüğünüz gibi.
1. Aşamada bilgisayarınızı tarıyor ve tek tek mp3 dosyalarınızı buluyor. Bu aşama bende mp3 az olduğu için de olabilir ama 2 dk bile geçmeden gayet hızlı bir şekilde 140 tane Mp3’ümü buldu.
2. Aşamada ise bu bulduğu Mp3’lerin iTunes Store’da mevcut olup olmadığı kontrol ediliyor.
3. Aşamada ise Mp3’leriniz eşleştirildikten sonra iTunes’da yer almayan parçalarınız bilgisayarınızdan karşı tarafa yani iCloud’a yükleniyor. Bu aşama inanılmaz uzun sürdü. Hatta bu yazıyı yazıyorum ama neredeyse 1,5 saati geçmesine rağmen 39 parçadan sadece 32 tanesi karşı tarafa yüklendi. Bu arada internet bağlantım 3 Mbit ancak yinede bukadar uzun sürmemesi gerekirdi. Sanırım bu durum yoğunluktan kaynaklanıyor. Mağlum iTunes sadece Türkiye’ye açılmadı. Ve her yüklemeden sora ekran görüntüsündede gördüğünüz gibi alt tarafta artık iCloud’da kaç tane mp3 olduğu yazıyor.
En sonunda eşleşmeyen Mp3’lerimizi de karşı tarafa aktardık. Peki bu iTunes match’i nasıl kontrol edeceğiz?
iTunes ekranda açık iken yukarıda yer alana “Parçalar” kısmının altındaki başlıklardan herhangi birine sağ tıkladıktan sonra açılan listeden “iCloud Durumu”na tıklayınca karşımıza; Bilgisarımızdan hangi Mp3’lerin eşleştiği hangilerinin karşıya yüklendiğini görebiliyoruz. Bu kısımda 6 durum söz konusu. Bunlar;
1) Eşleştirildi (anladınız siz)
2) Uygun Değil (Çok yülsek boyutlu veya çok düşük ses kalitesinde olan Mp3’ler)
3) Yinelenen (Müzik arşivinizde birbirinin aynısı olan parçalar işaretleniyor ve diğer kopyası aktarılmıyor) =) Süper…!!!!
4) Hata ( Bozuk Mp3 veya sorunlu upload)
5) Silindi (Parçanın iCloud üzerinden silindiğini ifade ediyor)
6) Bekliyor (Eşleştirmeyi bekleyen parçalar)
– “iCloud Durumu” seçeneği altında yer lana “iCloud’dan İndrilen” seçeneğini seçersenizden iCloud üzerinden hangi parçaları indirdiğiniz ve bu parçaların hangilerinin idirilebilir olduğunu görürsünüz. Solunda hemen koyu renkli iCloud ikonu bulunan parçalar mevcut bilgisayarınızda olmayan ve indirilebilir durumda olduğunu gösteriyor. Yani bunun kontrolü tamamen size ait ve bu gerçekten müzik arşivi kontrolü için mükemmel bir seçenek diyebilirim.
Evet en sonunda tüm parçalarımızı bilgisayarımızdan iTunes Match ile iCloud’a aktardık. Sıra geldi iCloud’dan bu aktardığım Mp3’leri iPhone’uma indirmeye.
Evet bu noktada DİKKATE ALMANIZ GEREKEN bir nokta varki buda iPhone’ununuzun Ayarlar>;iTunesStore/AppStore ayarları sekmesinden iTunes Match özelliğini aktif etmeniz ile iPhone’unuzda yer alan tüm Mp3’lerin silindiği. İnşallah telefonunzda mevcut olup, iTunes Match eşlemesini yaptığınız bilgisayarınızda olmayan Mp3’leriniz yoktur. Aksi halde telefonunuzda bulunan Mp3’lerinizin yedeğini almanız gerekecek.
Artık bundan sonraki sonuçlara kullandıkça ulaşacağız. İleride belki iTunes Match’in hatalarını veya eksi yönlerini gördükçe bunları @samonite Twitter hesabımdan paylaşırım. Tabi bunlar biriktikçe belki bir blog daha yazmak gerekebilir. Bu konuda takipçilerime bu yazı ile faydalı olabildiysem be mutlu bana 😉
Samsung’dan Projektörlü Tablet Beklerken Galaxy Pico Projektör Geldi.!!(Ön İnceleme)
Ortalıkta uzun zamandır dolaşan dedikodulara bakılırsa Samsung’un yakın zamanda çıkardığı Galaxy Beam gibi birde üzerinde dahili Projektör bulunduran Tablet bekleniyordu. Aslında bu dedikodudan ziyade üzerinde iyi çalışılmış bir konsept tasarım. Yani hiçbir resmiyeti olmayan sadece teknoloji meraklısı arkadaşların ortaya koyduğu bir tasarımdı. Açıkcası Pico projektörlü Galaxy Beam telefonu piyasaya sürülünce aynı şekilde tablette beklemek saçma olmazdı. Bu konsept tasarım ile ilgili görsellere aşağıda ulaşabilirsiniz.
Bu beklentilere karşın Samsung Galaxy model telefon ve tabletler için harici bir Pico Projektör olan EAD-R10 Galaxy Projektörü Güney Kore’de 220$ fiyat ile piyasaya sürdü.
Ürün şarja takılı vaziyette 20 ANSI Lümen parlaklık sunuyorken pil kullanımında 15 Lümene düşüyor. Ve ayrıca 640×380 çözünürlükte görüntü sunuyor. Ve görüntüleri kendisi 720p’ye de dönüştürebiliyormuş. Üzerinde bulunan 1650 mAh batarya 2 saatlik video süresi sunuyor. 20 Lümen için sürekli şarjda kullanılacağını düşünürsek bunu fazla kafaya takmamak gerek. Diğer dikkatimi çeken nokta üzerindeki bataryanın çıkarılabilir olması. Tam emin değilim eğer gercekten bu şekilde ise yedek batarya ile kullanım süresini uzatmak gayet mümkün. Cihazın 1.2 cm kalınlıkta olması ve ebatları taşınabilirliğinin son derece yüksek olduğunu gösteriyor.
Ancak görüntü aktarımının kablo ile olması WiFi Direct gibi bir nimet sunmaması benim gözümde cihazı bitirdi diyebilirim. Sonuçta piyasada uzun zamandır bulunan alternatif olabilecek birçok marka Pico Projektör bulmak mümkün. Ben açıkcası tabletimden açtığım videoları WiFi direct ile direk Smart TV’ime aktarıyorum. Bundada aynı WiFi görüntü aktarımı olmasını beklerdim.
Bu ürünü yakından inceleyince aslında taşınabilir projektörlerin teknoloji olarak istenilen düzeye gelemediğini anladım. Neyse fiyatına bakılırsa yurtdışından belki alınabilir. Ama gittigidiyor üzerinden de bir ilan gördüm. Bu ürünü arkadaş yaklaşık 1100 TL’ye Kore’den evinize kargoluyor. Buna bu fiyatı vermektense Galaxy Beam Projektörlü Telefon almanız daha mantıklı. Samsung camiasına bu yeni ürünü hayırlı olsun 😉
ÜRÜN GÖRSELLERİ ;
İlgili Kaynak : LOG