Herkeste hala bir iPad çılgınlığı var ve devam ediyor. Ama bence abartılacak birşey yok. Çünkü çoğu kullanıcı hangi tablette neler yapıp neler yapamayacağını bilmiyor. Bunun için kendini sadece elektronik mağazasının kucağına bırakıyor. Zaten birçok elektronik mağazasındaki reyon görevlisi arkadaşlar da bu konuda pek bilgisi olmadığı için herkes tecrübe ile kendisi için en doğru tableti buluyor.
Tabi bu tecrübeler biraz kullanıcılar için maliyetli oluyor.
Ama her nekadar diğer tabletlerden farkı ne olduğu bilinmese de iPad şu anda en gözde tabletlerden. Bunda en büyük etkenler bana göre;
-Sorunsuz, stabil ve yağ gibi kayan bir işletim sistemi olan iOS. Her nekadar Microsoft Windows 8/RT’nin arayüzünü buna paralel tekrar düzenlesede bence kullanım kolaylığı olarak bir iOS veya Mac değil henüz. Android ise hala arayüzdeki kompleks tasarım ısrarını devam ettiriyor. Her ne kadar kompleks desemde bu menü tasarımı bence bazen ihtiyaç haline bile gelebiliyor.
-Diğer bir husus ise Gazete, Dergi, Elektronik Kitap okumak için bence en hızlı ve uygulama desteği olan platform. Mesela LOG dergisi ve Shiftdelete’nin dergileri mükemmel bir deneyim sunuyor. LOG dergisi özellikle dergiclikte en stabil platformun iPad için iOS olduğunu savunarak, iPhone için bile uygulama çıkarmama konusunda kararlı. Hatta iPad’imi sattığımdan bu yana en çok özlediğim şey, iPad üzerinden LOG gibi teknoloji dergilerini okumak oldu.
-iPad de diğer bir güzellik ise klavye ergonomisi ve ekran geri bildirim kabiliyeti yani hassasiyet. Diyelim çok hızlı yazı yazma kabiliyetine sahipsiniz. Ve parmaklarınız biraz kalın. İlk tecrübenizi iPad ile yaşadıysanız eğer bir Android tablette yazı yazarken yaşayacağınız takılmalar ve hatalı girişler ile bu dediğimi çok net anlarsınız. Heleki internet tarayıcısında bir sitede online yorum yazarken daha bi zorluyor. Bu konuda tabiki işlemci önemli ama çift çekirdek 1.4 GHz işlemcili bir Samsung tablette de bu bahsettiğim sorun yaşanmamalı ve ben çok yaşıyorum.
-Oyun konusuna eğilecek olursak bu konuda bana en net cevabı Fruit Ninja oyunu veriyor. Bu oyunda rekorum 12 Kombo. Ancak Galaxy Note 1’de 7-8 komboyu geçemedim. Çünkü parmağınızı ekran üzerinde çok hızlı bir şekilde ve hiç çekmeden dolandırmanız gerekiyor. Ancak Android işletim sistemli cihazlarda parmağımı ekrandan çekmeme rağmen bir uçtan diğer uca varmadan sanki çekmişim gibi algılıyor. Bu sorunu ne iPad nede iPhone’da yaşamadım…!!!
-Ayrıca bu söyleyeceğim her ne kadar tepki çekeceğini bilsemde; iPad, iPhone her zaman prestij sağlar. Bu birçok ülkede araştırılmış kanıtlanmış birşey. Aslında saçma gibi gözükse de gerçek. Günlük yaşantımda çok sık rastladığım bir örnek; Bir mağazaya girdiğimde elimde iPhone gören görevlinin bana karşı ilgi ve alakasının değişmesi gibi 🙂 Çünkü bu cihazların medyatik bir yönü var, kullanmayan insanlar bile cihazı biliyor ve tabiki fiyatınıda.
Şimdi gelelim Android’in güzelliklerine ve artılarına 😉
-Android öyle bir platform ki, sizin PC’de yapacağınız işlemlerin neredeyse yarısından fazlasını sadece 2-3 MB’lık uygulamalar ile yapabilmenizi sağlıyor. Ama aynı kaliteyi beklemeyin 🙂
-Mp3 indirebilirsiniz. Hemde tablette istediğiniz bir yere. İstediğiniz müzik çalar uygulaması ile açıp dinleyebilirsiniz. Hatta bir mp3 indirme uygulaması kurup, hem indirip hemde dinleyebilir istediğiniz şekilde paylaşabilirsiniz. Ama bu uygulamaların hepsinin lisanssız olduğunu da unutmayalım(Emeğe Saygı)
-Aracı uygulamalar ile(YourTube, XTube vs.) Youtube gibi kanallardan 1080p videoları çok kolay ve hızlı bir şekilde tek tıkla indirebilirsiniz. Müzik videoları arşivi yapanlara yada dizi film takibi yapanlara tavsiye ederim.
-Office uygulamaları her ne kadar başarısız olsada, istediğiniz gibi üzerlerinde oynama yaparak istediğiniz konumda saklayabilir veya istediğini bulut depolama alanına 2 tık ile gönderebilirsiniz.
-Piyasada SD kart girişi ekstra depolama alanı olarak görülse de benim için büyük bir güvenlik aracı. Çünkü ben birçok kişisel dosyamı telefon hafızasında saklamam. Ya USB bellek içinde yada SD kartım içerisinde durur. Her nekadar bazı dosyaları cihazınızı satarken silseniz de bazı meraklı insanlar tarafından tekrar geri getirilmesi muhtemel. Apple’ın bana sunmadığı en büyük eksikliklerden biri bu.
-Android, lisanssız yazılım cenneti. Her nekadar ben AppStore’da tüm uygulamalarımı satın almış olsam da, Android cihazlarımda Lisansız uygulama mecbur kullanmak zorunda kalıyorum. Beğenirsem satın alıyorum ama şimdiye kadar kaç tane aldın diye sorarsanız 3 tane. Çünkü bence verdiğiniz paraya değecek kadar stabil vede iyi uygulama yok. Tabi alternatif BEDAVA uygulama bulmakta mümkün olunca “Ne para verecem la.!!” dedirtiyor.
– Android’de lisanssız uygulama için iOS’da olduğu gibi “Jailbrake” denilen işlem yapmanıza ne gerek var nede çıkması için beklemenize gerek var 🙂 Android’in babası Google’a APK+Uygulama Adını yazarsanız uzantısı .apk olan aradığınız uygulamanın setup dosyası eminim hemen karşınıza çıkacaktır 🙂
SİZCE BÖYLE BİR DURUM SÖZ KONUSU OLUNCA HANGİ UYGULAMA GELİŞTİRİCİSİ ANDROİD İÇİN UYGULAMA GELİŞTİRMEK İSTER? İşte bu bence en büyük çıkmaz 🙂 Kullanıcıyı çeken ama geliştiriciyi bir o kadar iten bir platform Android olabilir. Yani Android’de işler böyle devam ettiği sürece iPhone ve iPad’lerde gördüğümüz hoşumuza giden uygulama kalite ve stabilitesini Android’de görmek biraz vakit alacak.
Android tabletimize indirdiğiniz tüm dosyaları uygulamaları sanki PC kullanıyormuş gibi, USB bellek, SD karta aktarabilirsiniz. Hatta uygulama setup dosyalarına yine tablet üzerinden ulaşarak mail bile atabilirsiniz.
Amma eğer iPad veya iPhone kullanacaksanız bunların hayalini bile kurmayın derim. Kendinizi sadece iOS kalite, hız ve stabilitesine bırakın 😉
Şimdi birde karşımıza Windows RT ve Windows 8 işletim sistemli Tablet ve Tablet+Laptop kombineleri çıktı. Bu tüm dengeleri değiştirecek gibi. Çünkü her nekadar farklı amaçlar için kullanılsada her tablet kullanıcısı veya potansiyel müşterisi, PC’de ne yapıyorsa aynısını tablette de yapmak istiyor. Peki Türkiye’de PC denilince akla ne gelir? Tabiki Windows işletim sistemi 🙂 Düşünsenize, şu anda zaten tüm Windows PC kullanıcıları, zaten POTANSİYEL Windows Tablet müşterisi 🙂
Maalesef ülkemizde Mac OSX işletim sistemi kullanıcısı çok az. Ve çoğu kişi sağladığı kolaylık ve performansın tadını bilmiyor. Bunun sebeplerinden biri Apple’ın bilgisayar fiyatlarının ülkemizde çok pahalı olması, diğeri ise hayatımızdan çıkaramayacağımız veya çıkarılması çok güç olan Windows işletim sistemi ile arasındaki uyumsuzluk sorunları.
Windows bize 2 farklı işletim sistemi sunuyor. Biri Win8 diğeri WinRT olarak lanse ediliyor. Win RT işletim sistemi aslen tabletler için olsada Win8’li tabletlerde olacak. Ancak bunların donanımı az daha farklı olacak ve dolayısı ile incelik ve ağırlıkta değişecektir. Bu konuda çok kesin konuşmak istemem asla. Şu anda çok net bilgilere ulaşamadım ama WinRT hakkında bilgi almak isteyen ve kısmen Win8’e göre kısıtlamaları görmek isteyen olursa bu linkten göz atabilir; http://windows.microsoft.com/tr-TR/windows/windows-rt-faq
Eğer normal laptopta kurduğum uygulamaları (özellikle iTunes) aynısını kurabileceğim; Hafif, Taşınabilirliği yüksek, Ergonomik bir tablete rastlarsam hiç düşünmem alırım. Çünkü artık Laptopların yeri sadece masaüstleri. Bugün zaten birçok akıllı telefon bizi PC’ye bağlı kalmaktan kurtarıyor. Birde tablet ile her işimizi görebilirsek eski nesil Abi’lerimiz amcalarımız hariç pek laptop kullanıcısı kalacağını sanmıyorum 🙂
LOG Dergisi artık iPhone üzerinden de okunabiliyor.